Ana içeriğe atla

Beni Özle Olur Mu? - Berrin Karapınar | Kitap Yorumu #25

***Tanıtım***
Yazar Berrin Karapınar'ın Ses adlı üçlemesinin ilk kitabı "Beni Özle Olur mu?" aşkın dokunmaya ihtiyacı olup olmadığını soruyor.Yıllarca sadece bir ses olarak peşinden gelen Cihan'ın, Firuze'nin hayatında gittikçe daha çok yer kaplayan varlığı yavaş yavaş görünür olmaya başlıyor. Cihan ete kemiğe büründüğünde neler olduğu ise yazarın esprili ve keyifli anlatımıyla aktarılıyor. Fantazyaya göz kırpan bu romantik hikâye, tuhaf çiftimizin eğlenceli ve neredeyse polisiye maceraları ile keyifli bir okuma ve okur gülümsemesi vaat ediyor.

(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 216
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Müptela Yayınları
***Yorum***


Beni özle olur mu? Kitabın adı ve kapağına çekilmiştim. Bu kitapta benim müptela standını işgal ettiğim sıralarda fark edip, ''AAaa Can abla bu kitap ne güzelmiş ehehhühühüeehe'' diye aldığım kitaplardan birisidir. Ayrıca çok çok sonra içindeki ayracı görüp, ne iyi düşünmüşler diye de bayılmışımdır bu kitaba. 
Yazarı hakkında pek bir bilgiye sahip değilim gel gelelim ki. Lakin bir kaç yerde fotoğrafını görmüş olabilirim. Yine wattpad çıkışlı bir kitap. Bunu söylemek beni üzse de, her defasında ''hadi ya ne olacak, insanlar özenip yazıyor o kadar da kötü değildir be!'' diyerek aldığım watty çıkışlı kitaplardan %80'i ne yazık ki beni hayal kırıklığına uğratıyor. Yine öyle bir kitap okudum fakat bu, okuduğum watty'lerden kötü olanlardan değildi. Orta hallice olanlardandı.

''Bir kez ölü olduğunu bilmesem, öldürecek hale gelmiştim. Daha ilk zamanlardı. Sadece ses olarak duyuyordum.''


Belki denk geldiğim için belki ben hüsnükuruntu yapıyorum. Müptela'dan bundan önce Benden Korkma'yı okumuştum, - Yazarını pek seviyorum, Şevval'e sevgilerimle- O kitapta da olaylar o kadar hızlı akmıştı ki bir yerden sonra karakterlere ''höf oturun oturduğunuz yerde totonuz yer görsün'' diye isyana girişecektim. Bu kitapta da aynı sorun ile karşılaştım ne yazık ki. Kitabın konusu ciddi anlamda farklı ve kurgusu da gerçekten iyi. Firuze ve Cihan çifti gerçekten enteresan ve ilgi çekici ama birazcık duygu yoksunluğu hissetmedim desem yalan olurdu. Bence bu kitabın gerçekten oturması için en az 350 sayfa olması gerekirdi. Önemli yerlerdeki duygu geçişleri yetersizdi. Benim nacizane önerimdir, yeni baskıya gidecekse biraz doldurulması gerektiği.

Onun dışında kitaptaki karakterlerden dem vurmak istiyorum. Firuze'nin annesi.... Yapma be ismini şu anda unuttuğum Firuze'nin annesi teyze..... Hangi devirde yaşıyoruz? Evet kesinlikle baskıcı bir anne imajı vardı ve en bayıldığım karakterdi. Bir kere hiç bir şekilde çizgisini bozmadı tüm kitap boyunca.

''Aslında gitmek istemiyor gibi görünmek istesem de ruhumla ilk gerçek randevumuzdu, bir yerden duyduğum söz gibi 'gırtlağıma kadar aşkla doluydum'.''

Bunu da azıcık küçücük bir not olarak girmek istiyorum, bu kitapla alakalı değil benim tamamen edindiğim alışkanlıkla alakalı. Aynı kitabın içinde hem erkek hem kadın karakter ağzından yazılmasını ben hala sindiremedim. Bence birisi bir şekilde esrarengiz kalmalı, bu olayı daha da eğlenceli hale getirebilir.
Kitapta gözüme batan son küçük kısmı söylemek istiyorum, o da noktalama işaretleri. Kimi yerde eksik olduklarını gördüm, belki daha sonraki baskılarda editlenir.

Kitap okunamayacak bir kitap değil, zaten az bir sayfa sayısına sahip. Ben bir gün içerisinde hemencecik bitirdim. Akıcı mı? Evet akıcı ancak olaylar ışık hızıyla geçiyor. Yani belki biraz daha, okuma alışkanlığı edindirebilecek ya da reading slump'tan çıkarabilecek bir kitap olabilir. Ama o da BELKİ.



öpücükler xoxo


















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M...

Mucize - R.J Palacio | Kitap Yorumu #41

***Tanıtım*** Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın… Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur. August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğduğu için, normal bir okula gidemiyordu… şimdiye kadar. Yakında Beecher Ortaokulu'nda beşinci sınıfa başlayacak ve ömrünüzde bir kere bile "yeni çocuk" olduysanız, bunun ne kadar zorlu olduğunu tahmin edebilirsiniz. Dondurma yemek ve Xbox'ında oyun oynamak gibi sıradan şeyleri seven Auggie aslında sadece sıradışı yüzü olan, sıradan bir çocuk. Peki, yeni sınıf arkadaşlarını, görünüşünün ardında kendisinin de onlar gibi olduğuna ikna edebilecek mi? "Mucize aslında… tam bir mucize. Kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun; hayatınızı iyileştirecek."  -Nicholas Sparks, New York Times çoksatan yazarı- New York Halk Kütüphanesi, Okuyup Paylaşma Seçkisi E.B. White Read Aloud Ödülü Christopher Ödülü "Cesaret...

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger...