Ana içeriğe atla

Karmakarışık - Emma Chase (Tangled #1) |Kitap Yorumu #43

***Tanıtım***
Zengin, yakışıklı ve kendini beğenmiş Drew Evans ile güzel, zeki ve hırslı Katherine Brooks buluştuğunda işlerin karmakarışık hale gelmesi şaşılacak bir şey değildir.


Drew Evans'ın işi, milyon dolarlık anlaşmalar yapmak ve New York'un en güzel kadınlarını tek bir gülümsemeyle baştan çıkartmaktır. Peki, öyleyse neden yedi gündür evden dışarı çıkmıyor? Neden mahvolmuş, sefil bir halde ve depresyonda? Ona sorduğunuzda size sebebinin grip olduğunu söyleyecektir fakat hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

Katherine Brooks, Drew'un babasının yatırım bankacılığı firmasında işe başladığı anda gösterişli playboyun hayatındaki her alanın bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur. Profesyonel alandaki yarışları Drew'un cesaretini kırıyor, Katherine'e karşı hissettiği çekim dikkatini dağıtıyor ve onu yatağa atma girişimlerindeki başarısızlığı ise tamamen sinirlerini bozuyordur.

Nasıl oluyordu da kadının biri çıkıyor ve ağzı iyi laf yapan çapkın bir adamı mahvolmuş, umutsuz biri haline getirebiliyordu? Hayatta asla sahip olmak istemediği tek şeyi gerçekleştirerek.

'Karmakarışık' dünyada en çok kullanılan kitap sitesi Goodreads'de yapılan oylamalar sonucu 2014'ün en iyi çıkış yapan kitabı seçilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 433
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları

***Yorum***

''Neden bir kütüphaneye kitap ya da bir kumsala kum getirirdiniz ki? Yani neden süte bedava ulaşabiliyorken, gidip ineği satın alasınız ki?''

Bu kitap ilk çıktığı zaman elime ulaşmıştı fakat, bilmiyorum tek miyim ama her kitabın okunmak için bir zamanı olduğuna inanıyorum. Çoğu tahminim doğru çıkmıyor ve neden bunu daha önce okumadım diye yakınıyor olsam da,bu benim için böyledir. Bu kitap için ise doğru zamanı bekledim. Ve gerçekten doğru zamanda okudum. Çünkü tamda havaların sıcak olduğu bir zamanda havuz ya da deniz kenarında yorulmadan çabucak okunabilecek keyifli bir kitaptı. Her zaman yanlış zamanlamada bulunmuyorum.

''Benim olayım tamamen kendi kendini yönetmedir. İrade. Kontrol. Hayattaki yolumu kendim belirlerim. Başarılarıma ya da başarısızlıklarıma kendim karar veririm. Yazgıymış, boş versene. Kader gelip bir tarafımı öpebilir. Eğer ben bir şeyi yeterince istiyorsam, ona sahip olabilirim. Odaklanıp, gerekli fedakarlıkları yaptığım sürece üstesinden gelemeyeceğim şey yoktur.''

Kimi zaman aşk kitapları okumaktan kaçınsam da sanırım kütüphanemin yarısından fazlası aşk kitaplarıyla dolu, kimi keyifli romantik komedi tadında, kimi uzun yol kıvamında kimi ise elli tondan hallice. Bu kitap tamamen romantik komedi tadında olanlar sınıfına giriyor. Okurken bana, IMDB'den 6.3 gibi bir puan almış, eğlenceli bir afişe sahip romantik komedi filmi izliyorum hissini sundu. Kötü değildi, ama beklentimi inanılmaz artıran faktörler vardı. Instagramda ilk paylaştığımda bookstagram'da fotoğrafı, 'kesin beğeneceksin' 'bayılacaksın''ölüp biteceksin' tarzında çok fazla yorum geldi. E, ben sıfır beklenti ile başlayacağım kitabı elime dolu dolu almış oldum. Böylece içten içe karşılanmayan bir beklentimin olmaması da kaçınılmazdı. 

''Ben şahsen Adem'i suçluyorum. Tüm dünyayı avuçlarının içinde tutmuş bir adam nihayetinde, değil mi? Etrafta çıplak dolaşıyor, her isteğini tatmin edeceği seksi bir kadını da var. Ve bunların hepsini çöpe atıyor. O elmanın tadı güzel olsa iyi olur; çünkü hepimizi yaktı.''


Normalde, erkek ağzından yazılmış romantik kitapların bayağı olduğunu düşünürüm, nedendir bilinmez, çok romantik olursa abartılmış, çok katı olursa hödük gibi yakıştırmalarda bulunurum. Belki de erkek gözünden dünyayı göremediğim için ne olduğunu tam tahmin edemiyorum. O nedenle bana yapay geliyor. Ama bu kitapta hakkını verilecek noktalar varsa onlardan birisidir, erkek ağzından anlatımı olup, suni kaçmamış olması. Evet esas oğlan Drew, akıllı ama çapkın hızlı gençlerden olabilir ve bazı yerlerde abartılı konuşmalar yapmış da olabilir ama Emma Chase gerçekten olabileceğin en iyisini yazmış. Benden duymuş olmayın ama sanırım ikinci kitapta kadın ağzından yazıyormuş.

''Erkeklerin basit mantığı budur. Bir kadın size kızgın mı? Demek ki önemsiyor. Bir ilişkiniz varsa ve sevgiliniz size bağırmaya bile zahmet etmiyorsa? Sıçtığınızın resmidir. İlgisizlik, kadınların ölüm öpücüğüdür. Bir erkeğin seks yapmak istememesiyle eşdeğerdir. İki halde de ilişkiniz sona ermiş demektir. Tarih olmuşsunuzdur.''

Kitabın konusunu çok kısa vee hıphızlı bir özet geçeceğim. Esas oğlan Drew, esas kızımız Kate. Onlarınki ilk görüşte aşk. Kate güzeller güzeli kızımız ama öyle masumcuklardan değil. Bir tur üstü, az masumcuk yani. Daha dişli daha akıllı, gerçeğe çok daha yatkın. Drew ise, etrafta görebileceğiniz zengin beylerden birisi olabilir. Belki de çoktan bazı insanlar Drew ile ya da Drew'in bu dünyadaki yansıması ile karşılaşmış olabilirler. Her neyse, bunlar önce birbirlerinden nefret ediyorlar. Çünkü ikisi aynı işte çalışıyor ve büyük bir projeyi almak üzere rekabet içine giriyorlar. Sonra ne mi oluyor? Bunu tahmin etmesi zor değil. Tahmin edemediniz mi, söyleyeyim. En büyük aşklar nefret ile başlar cümlesi tamamıyla doğrulanıyor.

''İnsan her gün, Beyaz Atlı Prens'in Sindirella'nın potansiyelini öldürmekten başka bir işe yaramayan pislik olduğunu söyleyen, dört yaşında bir çocukla karşılaşmıyor.''


Kitabı 13 temmuzda okuyup bitirmeme rağmen, yorumunu girmeyi ertelediğim için suçluluk hissediyorum. Tamam tam olarak hissetmiyorum aslında. Neyse efendim, son sözleri söyleyeyim bari. Kitap okunursa keyifli zaman geçireceğiniz ama aman aman ölüp biteceğiniz bir aşk kitabı değil. Eğlenceli. Film izliyormuş gibi oluyor. Ama o kadar. Bir de bazı noktalarda yaptığı güçlü kadın vurguları olmasa sanırım diğer aşk romanlarından ayırt edilemezdi. Seriye devam eder miyim? Bir düşünelim... Hayır. Ama romantik kitaplara bayılırım diyen biriyseniz, seriye devam etmenizi şiddetle tavsiye ederim. 


öpücükler xoxo
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım*** Fantastik / Kurgu / Yabancı Orijinal İsim:  Frostfire (İngilizce) Sayfa sayısı:  328 Ebat:  13.8x21 cm Yayın Tarihi:  Mart 2016 ISBN:  978-605-09-2568-5 Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda  kendine bir yer edinebilmek... Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek. Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor. ***Yorum*** ''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi? Hayır, puma ile aslan ar

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger