
Koca bir şehri karanlık kalbine koymuş sır yüklü bir adam…Sisler ardına sığınmış geçmişi yakmış…Hasreti, vuslatı aynı kefeye koymuş, geleceğini yıkmış… İsteksizce sürgün olduğu dönüş yollarını tıkamış, çetrefilli gidiş yollarını çatallamış yaralı bir aslandı…
Bilal! İçindeki fırtınaları yüzündeki sertlik kisvesinin kuytusuna saklayan kara bir kutu…Giz dolu gözlerinin donukluğunda hüküm süren vuslatı, içinde yaşanan karmaşasına katık ettiği depremleriyle harmanlayan cesur bir erkek…
Bilal; geçmişindeki sırlarını aşıp ezeli aşkı Hatice'si, "İkinci Baharı" yarenine kavuşabilecek mi? Aralarına, sağlam temellerle kurduklarını sandıkları köprüler yıkıldığında; Ona giden yeni yolları keşfedebilecek mi? Aşkı, Dostluğu, Şevkati ve tutkuyu öğrendiği tazesine attığı her adım dikenlerle kaplıyken, canları yanıp kanarken, yaralarına onarabilecekler mi? Kayıp yıllarının müsebbibi bir kaza eseri karşısına çıktığında neler yapacak?
Geçmişi, bugünü, kızı ve Ayvalık hatıralarıyla nefes almaya çalışırken karşısında duran geleceğe nasıl adımlar atacak? Nasıl özüne dönüp "KARAN" olacak?
(Tanıtım Bülteninden)
Sayfa Sayısı: 608
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Parola Yayınları

***Yorum***
Merhaba, merhaba merhaba!
Aslında buraya yazı şeklinde yorum girmek istemiyordum, yine bir kitap yorumu videosu çekmek istiyordum fakat bazı durumlar ''teknik sıkıntılar'' nedeniyle video çekemedim. Derdimi yazarak anlatmaya çalışacağım. 12. Blog turumuzu Hasret'e yapıverdiiik.
Kitap bana ulaştı, bir koklamak için sayfayı bir açtım. İmzalı! Bayıldım. İmzalı kitapp.. Hemde Teşekkür kısmında da ismim yazıyor * gevrek gülüşler*
Aslında buraya yazı şeklinde yorum girmek istemiyordum, yine bir kitap yorumu videosu çekmek istiyordum fakat bazı durumlar ''teknik sıkıntılar'' nedeniyle video çekemedim. Derdimi yazarak anlatmaya çalışacağım. 12. Blog turumuzu Hasret'e yapıverdiiik.
Kitap bana ulaştı, bir koklamak için sayfayı bir açtım. İmzalı! Bayıldım. İmzalı kitapp.. Hemde Teşekkür kısmında da ismim yazıyor * gevrek gülüşler*
Tamam o zaman bu kadar hava attığıma göre olayın özüne, kitabımıza dönelim.
Koku serisinin ilk kitabı olan Hasret ağırlıklı olarak Bilal ve Hatice'yi ele alıyor.
Aslında itiraf etmem gerekirse ben Hasret'i ilk 25 bölümünü Wattpadde okumuştum ve beğenmiştim. Kitabı okurken de tanıdık kısımları görünce böyle, uzun süreden sonra evine dönmüş gibi hisseder ya insan onun gibi bir şey hissettim.
Aslında hikaye en başında ''Efsun ve Yalın'' hakkında olacaktı. Yani esas karakterler onlar olacakken birden bire işler biraz değişti. Ben Wattpadde okuduğumda Efsun ve Yalın hikayesini okumuştum. Tabi ki düzenlenen bölümlerle birlikte kitabı şimdi okuduğumda - wattpaddekinden daha ayrıntılı kısımlar var- tamamen esas oğlanın Bilal, esas kızında Hatice olduğunu anlıyorsunuz.
Bunun yanında fazlasıyla ''fail'' bir düşüncemi de bahsedeceğim ki, Esra abla beni aydınlatmış olmasaydı Hasret' karşı arama bir mesafe koyabilirdim.
Şimdi, hikaye köyde geçiyor. Haritalarda bile olmayan bir köy hemde.
Köy deyince de aklıma gelenler tabi ki farklı bir yaşam tarzı. Şehir alışılmışılığının dışında.
Benimde aklıma köy hayatı, yaşamı insanları diyince böyle tonton tonton dedeler, eli öpülesi teyzeler, etine doygun ablalar, eğlenceli esmeer ve çocuk saflığını en üst düzeyde yaşayan çocuklar geliyor.
Kitabın duygu yansıtmalarına bakınca, ve genellikle günümüz hikayeleri çok çok güzel kızlar ve über yakışıklı erkeklerin, onların değişik fantazili kitapları göz önünde bulundurunca, sanki halktan insanların sevmeye, sevilmeye hakkı yokmuş gibi hissetmedim değil. Yani aslında yargım kötü bir yönde değil. Bize televizyonda gösterilen köy aklımızda canlandığı için,of.. Burayı söylemek istemiyorum ama burayı söylemeden edemeyeceğim. Yani halktan insanlar olduğunu düşündüğüm için Hatice ve Bilal'in o birbirilerine bakışlarını, ilk sevişlerini okuduğumda sanki bir tanıdığımı öpüşürken görüyormuş gibi hissettim. Utandım ve gözlerimi kapama hissiyle doldum. Bu kötü bir şey değil yani içimizden birisi. - Kitabı, Esra ablanın düşündüğü karakterleri duyduktan sonra okumama rağmen yine de utandım işte. Çünkü Bilal fazla babacan.
Beklenen karakterler :

Gerçekte Olan:

Adeta Fail!
Her neyse bu konuyu bir an önce kapatmam gerekiyor.
Kısacık miniminnacık, spoilersiz bir özet geçeyim diyorum.
Bilal Koku serisinin ilk kitabında inceleyeceğimiz esas oğlan ve Hatice de esas kız.
Bilal geçmişinin biriktirdiklerinden kaçıyor, ismi bile olmayan bir köye yerleşiyor. Hatice de o köyden bir hatun. Tabi yıllar önce kocası Abdullah vefat etmiş, Abdullah'ın yadigari Murat isminde bir oğlu var. Bilal'de bir zamanlar Fidan ile evli ve bu evliliğin meyvesi de Efsun.
Sonra soğuk bir kış günü, köylü köyünde yaşamına düş kalka devam ederken özel bir uçak yere çakılıyor. Tabi ahali korkuyor, işte düşen uçak ise bambaşka bir hikaye.
Uçakta Yalın ve Öykü adında yeni evli bir çift var ve araları biraz limoni.
*spoiler*Ayrıca Yalın'ın uçaktayken pilotla dövüşe tutuşması da ayrı bir sinir bozucuydu. Ben orada çok sinirlendim. * spoiler sonu*
Efsun'a gelince, tam bir gonca gül. tazecik. yani yaşıtım ama o çok saf. Ben en çok Efsun'u sevdim. Hatice'yi sevmedim. Bilal' nötrüm. Murat'ı da sevmedim. Sevmedim derken bir nefret falan değil. Sadece En çok Efsun'u sevdim işte :D
Neyse neyse ben devam edeyim, sonracığıma düşen uçaktan ağır yaralı bir şekilde insanlar çıkıyor, köylüler bakmak için evlerine alıyorlar falan filan. Buraları atacağım çünkü ilgimi çeken kısımlar kesinlikle buralar değildi.
İlgimi çeken kısımlar *kitabın başından yerlere değineceğim, umarım dilimi tutarım da spoiler vermem*
1- Yalın'ın yani bizim yakışıklı zengin oğlanın Bilal'lerin evine kabul etmesi ki.. Anlıyor musunuz? Efsun ve Yalın. -hihihihi-
2- Hatice ve Bilal. Ama evlendikten sonraki halleri çünkü işler 145. sayfadan sonra başlıyor. Evet evet. 145. sayfalar güzel :3333
Dile değinmek istiyorum, Bu dile aşina olmasaydım ağır karşılayabilirdim. ama Allahtan idmanlıyım:D
Ya ben bu tarz dilleri çok seviyorum, böyle betimlemeler estetikti ne bileyim konuya uyum içerisindeydi. Yani bu konu, bu kitap daha düz bir dille ya da başka bir şekilde yazılamazdı heralde. Her şey o kadar kaynaşıktı ki.
Ama ama ama sevmediğim bir şey var ki..
Kitabın kapağı. Evet şimdi bunu burada eleştiriyorum ama bu kitaba bende alternatif bir kapak üretmem ancak, çok soluk duruyor. Yani daha farklı olabilirdi. Bunun yanında kitabın ağırlığını taşıdığını da es geçmeyelim.
Vallahi Esra Abla'nın eline, kalemine yüreğine sağlık diyorum. Hep bilindik kurgulardan ayrılan bir kurgu Okurken diğer sayfaları merak ediyorsunuz ki bu müthiş bi şey.
Ben beğendim. İçimizden, halktan bir kitap. Bu kitap bir erkek olsaydı adı Mehmet, kız olsaydı Ayşe ya da Büşra olabilirdi. Yani çevremizde her zaman olan birisi gibi.
Ben 10/6,85 veriyorum. 0,15 puan kapağın solukluğundan kırdım :(
***Alıntılar***




Koku serisinin ilk kitabı olan Hasret ağırlıklı olarak Bilal ve Hatice'yi ele alıyor.
Aslında hikaye en başında ''Efsun ve Yalın'' hakkında olacaktı. Yani esas karakterler onlar olacakken birden bire işler biraz değişti. Ben Wattpadde okuduğumda Efsun ve Yalın hikayesini okumuştum. Tabi ki düzenlenen bölümlerle birlikte kitabı şimdi okuduğumda - wattpaddekinden daha ayrıntılı kısımlar var- tamamen esas oğlanın Bilal, esas kızında Hatice olduğunu anlıyorsunuz.
Bunun yanında fazlasıyla ''fail'' bir düşüncemi de bahsedeceğim ki, Esra abla beni aydınlatmış olmasaydı Hasret' karşı arama bir mesafe koyabilirdim.
Şimdi, hikaye köyde geçiyor. Haritalarda bile olmayan bir köy hemde.
Köy deyince de aklıma gelenler tabi ki farklı bir yaşam tarzı. Şehir alışılmışılığının dışında.
Benimde aklıma köy hayatı, yaşamı insanları diyince böyle tonton tonton dedeler, eli öpülesi teyzeler, etine doygun ablalar, eğlenceli esmeer ve çocuk saflığını en üst düzeyde yaşayan çocuklar geliyor.
Kitabın duygu yansıtmalarına bakınca, ve genellikle günümüz hikayeleri çok çok güzel kızlar ve über yakışıklı erkeklerin, onların değişik fantazili kitapları göz önünde bulundurunca, sanki halktan insanların sevmeye, sevilmeye hakkı yokmuş gibi hissetmedim değil. Yani aslında yargım kötü bir yönde değil. Bize televizyonda gösterilen köy aklımızda canlandığı için,of.. Burayı söylemek istemiyorum ama burayı söylemeden edemeyeceğim. Yani halktan insanlar olduğunu düşündüğüm için Hatice ve Bilal'in o birbirilerine bakışlarını, ilk sevişlerini okuduğumda sanki bir tanıdığımı öpüşürken görüyormuş gibi hissettim. Utandım ve gözlerimi kapama hissiyle doldum. Bu kötü bir şey değil yani içimizden birisi. - Kitabı, Esra ablanın düşündüğü karakterleri duyduktan sonra okumama rağmen yine de utandım işte. Çünkü Bilal fazla babacan.
Beklenen karakterler :

Gerçekte Olan:

Adeta Fail!
Her neyse bu konuyu bir an önce kapatmam gerekiyor.
Kısacık miniminnacık, spoilersiz bir özet geçeyim diyorum.
Bilal Koku serisinin ilk kitabında inceleyeceğimiz esas oğlan ve Hatice de esas kız.
Bilal geçmişinin biriktirdiklerinden kaçıyor, ismi bile olmayan bir köye yerleşiyor. Hatice de o köyden bir hatun. Tabi yıllar önce kocası Abdullah vefat etmiş, Abdullah'ın yadigari Murat isminde bir oğlu var. Bilal'de bir zamanlar Fidan ile evli ve bu evliliğin meyvesi de Efsun.
Sonra soğuk bir kış günü, köylü köyünde yaşamına düş kalka devam ederken özel bir uçak yere çakılıyor. Tabi ahali korkuyor, işte düşen uçak ise bambaşka bir hikaye.
Uçakta Yalın ve Öykü adında yeni evli bir çift var ve araları biraz limoni.
*spoiler*Ayrıca Yalın'ın uçaktayken pilotla dövüşe tutuşması da ayrı bir sinir bozucuydu. Ben orada çok sinirlendim. * spoiler sonu*
Efsun'a gelince, tam bir gonca gül. tazecik. yani yaşıtım ama o çok saf. Ben en çok Efsun'u sevdim. Hatice'yi sevmedim. Bilal' nötrüm. Murat'ı da sevmedim. Sevmedim derken bir nefret falan değil. Sadece En çok Efsun'u sevdim işte :D
Neyse neyse ben devam edeyim, sonracığıma düşen uçaktan ağır yaralı bir şekilde insanlar çıkıyor, köylüler bakmak için evlerine alıyorlar falan filan. Buraları atacağım çünkü ilgimi çeken kısımlar kesinlikle buralar değildi.
İlgimi çeken kısımlar *kitabın başından yerlere değineceğim, umarım dilimi tutarım da spoiler vermem*
1- Yalın'ın yani bizim yakışıklı zengin oğlanın Bilal'lerin evine kabul etmesi ki.. Anlıyor musunuz? Efsun ve Yalın. -hihihihi-
2- Hatice ve Bilal. Ama evlendikten sonraki halleri çünkü işler 145. sayfadan sonra başlıyor. Evet evet. 145. sayfalar güzel :3333
Dile değinmek istiyorum, Bu dile aşina olmasaydım ağır karşılayabilirdim. ama Allahtan idmanlıyım:D
Ya ben bu tarz dilleri çok seviyorum, böyle betimlemeler estetikti ne bileyim konuya uyum içerisindeydi. Yani bu konu, bu kitap daha düz bir dille ya da başka bir şekilde yazılamazdı heralde. Her şey o kadar kaynaşıktı ki.
Ama ama ama sevmediğim bir şey var ki..
Kitabın kapağı. Evet şimdi bunu burada eleştiriyorum ama bu kitaba bende alternatif bir kapak üretmem ancak, çok soluk duruyor. Yani daha farklı olabilirdi. Bunun yanında kitabın ağırlığını taşıdığını da es geçmeyelim.
Vallahi Esra Abla'nın eline, kalemine yüreğine sağlık diyorum. Hep bilindik kurgulardan ayrılan bir kurgu Okurken diğer sayfaları merak ediyorsunuz ki bu müthiş bi şey.
Ben beğendim. İçimizden, halktan bir kitap. Bu kitap bir erkek olsaydı adı Mehmet, kız olsaydı Ayşe ya da Büşra olabilirdi. Yani çevremizde her zaman olan birisi gibi.
Ben 10/6,85 veriyorum. 0,15 puan kapağın solukluğundan kırdım :(
***Alıntılar***




Öpücükler xoxo
Yorum on numara, 9 yıldız, bayıldım... Ellerinize sağlık Gençlik... Güzel iş çıkmış ve Efsun der bende susarım... :D
YanıtlaSil