
"Hey Tanrım! Bir dahaki sefere ben çaldırsam sen beni arar mısın?"
Hayatınızın en berbat günlerini yaşıyorsunuz. Tam olarak dibe vurmuş durumdasınız. Sonra aniden karşınıza bir telefon numarası çıkıyor. Arıyorsunuz. Telefonun diğer ucunda hiç tanımadığınız bir ses: Tanrı'nın sesi. Muhtemelen bunun bir şaka olduğunu düşünüyorsunuz. Ya da belki de delirdiğinizi. Fakat bu ne bir şaka ne de siz keçileri kaçırdınız. Sahi, o numarayı yeniden aramaya cesaret edebilir miydiniz?
"Konuşmamız gerek Tanrım. Aslında bunu çok daha önce yapmamız gerekirdi ama beni ciddiye almadığının farkındayım. Oradan nasıl göründüğü hakkında en ufak bir fikrim yok ama bilmeni isterim ki buradan bakıldığında işler pek de yolunda gitmiyor. Yani dünyayı diyorum. Farkında mısın bilmiyorum ama boka batmış durumdayız. Hey, sana söylüyorum, beni duyuyor musun? Ah hadi ama… Kontör tam da bitecek zamanı buldu. Hey Tanrım, bir dahaki sefere ben çaldırsam sen beni arar mısın?"
"İnanılmaz yaratıcı… Springfield âdeta şöyle diyor: Emniyet kemerlerinizi bağlayın ve uçuşa hazır olun."
-Kirkus Reviews-
"Büyüleyici, etkili, komik; bu kitap, en ilginç hikâyelerin hiç ama hiç beklenmedik yerlerden gelebileceğinin bir kanıtı."
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)
***Yorum***
Bu kitap hakkında ne denir emin değilim. Afroditin Güncesi yani canım İpek bu kitabı okuyup beğenmemiş olsaydı, bu kitabı okumaya yelteneceğimi zannetmiyorum. Zaten galeyana geldiğimi düşünmüyor değilim.
Her şey Bob'un bir kitap çalmasıyla başlıyor. Böyle sürprizli şeylere hazırlıklıyım aslında, Sende tanrıyı gördüm kitabında da bir flaşla tanrı beliriyordu. Beliriyor dediğime bakmayın mektup atıyordu. Burada da cep telefonu numarasını yazıyor.
İki kitapta bazı yönlerden inanılmaz benzese de, olur böyle boktan şeyler'i tek geçerim.
Çünkü olan her şey olması gerektiği zamanda oldu. Ne fazla hızlı ne de fazla yavaş. Bu uyarıyı yapmam gerektiğini düşünüyorum. Aslında tam olarak uyarı sayılmaz ama bazı okuyucular bundan hoşlanmıyor olabilirler. Kitap erkek karakter ağzından anlatılıyor.
Bu durum beni sıkıntıya sokmadı, ama erkeklerin gözümde her fırsatta mastürbasyon yapan ve cinsel arzularının esiri olarak gösterilmesi fazlasıyla trajikti. Aslında trajik olan şey karakterin hayatıydı. Ve aynı zamanda da komikti. Aslında kitap trajikomikti desem en doğru tanım olacak.
Kitap sonlarına doğru iyice bilim kurguya döndü ama sorun değildi çünkü böyle bir kitap o tarz bir sona bağlanmamış olsaydı kitap gümlerdi.
Kitapta bazı yerlerde yazarın kendi çizdiği minik resimler vardı, ipek bunlara çok güldüğünden bahsetmişti ama aynı şey bana olmadı ama inkar etmeyeyim ki, çok sempatiktiler.
Dil genel olarak akıcıydı ama ben bu kitabı fazla uzattım. Yani 2 günde rahat kafayla okunacak bir kitapken 5 güne yaydığımı söylemekten hafif bir utanç duyuyorum.
Ben çooook kocaman bir beklentiyle başladığımdan dolayı kitabı pek yeterli bulmadım ama bu demek değil ki kitap kötü.
Ben sadece çoook büyük bir beklentiyle başladığım için hayal kırıklığına uğradım o kadar.
Bu kitap 10/5 hakediyor.
Öpücükler xoxo
Öpücükler xoxo
Yorumlar
Yorum Gönder