Ana içeriğe atla

Kahin - Catherine Fisher (The Oracle Trilogy #1) | Kitap Yorumu #31

***Tanıtım***

Eski bir medeniyeti kurtarabilecek veya yok edebilecek bir genç kızın olağanüstü öyküsü Akrepler cilalı bronzun üzerinde kayıyor, tıkırdıyordu. Öfkeyle koşuyor, sürünüyor, titrek kuyruklarındaki iğnelerini büyük bir öfkeyle, defalarca birbirlerine batırıyordu. Kâsenin içine zehir damlaları saçılmıştı. Mirany bakışlarını kaldırmadan yürüdü, yoldaki çukurlara takılıyordu, vücudu gerilmiş, tüm enerjisini gözlerine, ellerine ve dengede tutmaya çalıştığı hafif yana eğik kâseye yoğunlaştırmıştı… 

"Giderek artan heyecan… Baş döndürücü bir hız… Bir sonraki kitap lütfen." 
-School Librarian-

"1001 Gece Masalları'nı hatırlatan büyüleyici bir dünya. Tavsiye ediyoruz."
- The Bookseller-

"Okurların hatıralarında uzun süre yer edecek." 
-Kirkus Reviews-

"Okurlar bu fantastik öykünün büyüsüne kapılacaklar." 
-Grafschafter Nachrichten-

"Hızlı ilerleyen bir öykü… okurları kendisine bağlayacak."
- Publisher's Weekly-

"Güçlü ve çok heyecanlı bir macera." 
-School Library Journal-

"Nefes nefese bir öykü… son sayfaya kadar devam eden, neredeyse acı veren bir gerilim… Okurlar serinin son kitabı için sıraya girecek." 
- Harper Collins Publishers-

"Gerilim son sayfaya kadar sürüyor… Devam kitabını dört gözle bekliyoruz!"
- BfK-
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 336
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus

***Yorum***

Öncelikle söylemek istediğim bir kaç parça şey var her zaman olduğu gibi, bu kitabı alışımdan itibaren süre gelen bir yorum olacak burada. Ama baştan söyleyeyim, iç açıcı bir yorum değil bu defa.  Neyse, o kısımlara birazdan değineyim. Şimdi kitabı alış hikayemle başlıyorum.

Evvel zaman içinde kalbur bilmemne üzerinde Ece bir gün yine D&R'a girmiş. Ama önce alacağı kitabın fotoğrafını instagramda görmüş demiş 'bu da nesi böyle' sonra yollanmış D&R'a. 
Bende sanırım kapaklara özel ilgi var arkadaş, bu kitabı da kapağına göre seçtim aldım. Hayır, işin aı tarafı kapağına göre kitap alınmaz sözünü de her seferinde böyle aklıma kazıyorum, tecrübe ediyorum bu tarz kitaplarda ama nedense, huylu huyundan mı vazgeçmiyor yenilen pehlivan güreşe mi doymuyor ne oluyorsa bilemiyorum her defasında gidip kapağa kanıyorum A Dostlar!

''Su.
İçinden kendi kendine konuştu. Su. Su. Damla damla akan, serinleten, şifa veren ve çağıldayan bir sözcüktü. Hem azap hem de bir hayaldi. Tanrı'nın hayaliydi. Gökyüzünden dökülürdü ve kısa süre içinde dökülmezse sürüler ve insanlar olmaz, tek canlı kalmazdı. Çaresizdiler.''


Ya şimdi bende de hata var, Tamam daha önce hiç Catherine Fisher okumadım ama ne bileyim sandım ki süper distopya. Şimdi Kitabın arkasında yazıyor ki çağ açıp çağ kapayacak medeniyet kurup yıkacak bir kız falan diyor. Bende bunu okuyunca dedim ki, geçmiş medeniyetleri almış, çarpmış, çurpmuş, böyle hem bir sürü bilgi eşliğinde süper kurgunun dibine vuracağız. Fakat realite her zaman olduğu gibi beklentinin tabi ki -600 kat altına düştü. Bunun canımı ziyadesiyle yaktığını ise belirtmem gerekir. Çünkü neredeyse her kitaba az ya da çok bir beklentiyle başlıyorsunuz ve bu kitaba kesinlikle az bir beklentiyle başlamamıştım..

''Aydınlık olmadan karanlık olmaz.
Ondan beni bulmasını istedim. Çünkü içim bomboş. Biri beni, deri,kemik ve kas katmanlarının derinlerine gömdü. Biri geldi ve bütün hayallerimi çaldı.''


Kitabın ana karakteri Mirany isminde önce çekimser kalıp sonra şaha kalkan bir esas kız. Esas oğlan da Seth, tabi ki bir aşk bir öpüşme, görüşme hadi bir yan baktım bekliyorsunuz neredeyse her kitapta olduğu gibi ama bunda biraz ne bileyim herkes fazla dondurulmuş duygulara sahipti. Betimlemeler güzeldi desem bile, kesinlikle duygusal betimlemeler yoksundu. Tamam macera kitabı olabilirsin ama belli ki Seth, Mirany'i kurtarmaya çalışıyor, e neden çalışıyor? Bir düşün değil mi, hoşlaştı mı, ne oldu? E yok olur mu, duygu verilen macera olur mu. Vallahi bu kısım beni çileden çıkartan noktalardan birisiydi. Ama hakkını yemeyelim karakterler kendi üzerlerinde etkiye sahiptiler, fakat bir arada, bir olamadılar ya. Bir eğretilik durdu üzerinde. 

''Çocuk çıldırmıştı. Hepsi çıldırmıştı, bu kargaşada bile saçmalıyordu. Şişko bir fanatik ve bir Tanrı'yla birlikte bu baloncuğun içine sıkışıp kalmıştı.''
Kitap üçüncü kişi ağzından anlatılıyor, yani kapsama alanı açısından kesinlikle gepgeniş bir kitap ama gel gör ki, kurgu biraz tek tuğla eksik gibi duruyor, tek ayak üzerinde. Yaratılan bir dünya var ve yaratılan bir tanrı var. Ama normal hayatta tanrıya yüklediğimiz anlam ve sorumluluk o kadar fazla ki, kitaptaki tanrı ne yapsa gözünüze batıyor, ya hadi canım sende falan diyorsunuz. Fakat bun kitabın tamamen bir hayal gücü, bambaşka bir dünya ve hiç bir medeniyet olduğunu göz önünde bulunduruduğunuzda ortada sıkıntıdan eser bile kalmıyor. Şimdi buraya yine de atarlı giderli şeyler yazmak gerçekten çok isterdim. Kitabın hızlı akması gerekiyor, tam kıvamlık çerez kitap ama kurgu bana o kadar yarım yamalak o kadar tek ayak üzerinde geldi ki bunun ettiği rahatsızlık yüzünden kendimi tam anlamıyla veremedim. 

''Sen müzikten anlar mısın? İnsanın içinde yaktığı ateşin gücünü,ilhamın ne olduğunu bilir misin? Tanrı seni etkisine aldığında, o sevinçle soluğunun kesilmesi ne demektir bilir misin? Hiç bir şey bilmezsin.''


Şimdi ne olursa olsun kitabın kendini okuttuğunu es geçmemek gerekiyor, fakat benim kendi kendime yarattığım beklenti olsun, arka kısmında yazan yazılardan kendi kendime bambaşka bir kurgu çıkarmam olsun, beni yordu. 
Bu kitap elbet okunabilir, ama ben okumasaydım da bir şey kaybetmezdim diye düşünüyorum, illaki kazancım vardır ama bu kazancım kaybettiğim zamanı pek telafi etmiyor doğrusu. 
Belki ortaokul- lise yeni başlangıcı civarındaki kısımlarda okunursa daha fazla verim ve iyi not alabileceğini düşünüyorum. 
Kahin, çöl ve güneş bir üçleme fakat ben ilk kitabıyla olanı biteni anladım ve devamını okumak istemediğime karar verdim. 
Yine de en azından okudum. 

öpücükler xoxo
















Yorumlar

  1. Kitabın resmini gördüğümde bende senin yorumuna üşüştüm. ^^ Ama yorumuna bakılırsa alıp okumaya gerek yokmuş. Bu arada blogumda senin için küçük bir sürpriz olabilir. ^^ https://bayansafirmavi.blogspot.com/ Sevgiyle Kal..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım*** Fantastik / Kurgu / Yabancı Orijinal İsim:  Frostfire (İngilizce) Sayfa sayısı:  328 Ebat:  13.8x21 cm Yayın Tarihi:  Mart 2016 ISBN:  978-605-09-2568-5 Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda  kendine bir yer edinebilmek... Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek. Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor. ***Yorum*** ''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi? Hayır, puma ile aslan ar