Ana içeriğe atla

Buz Ateşi - Amanda Hocking (Kanin Günlükleri #1) | Kitap Yorumu #36

***Tanıtım***
Fantastik / Kurgu / Yabancı
Orijinal İsim: Frostfire (İngilizce)
Sayfa sayısı: 328
Ebat: 13.8x21 cm
Yayın Tarihi: Mart 2016
ISBN: 978-605-09-2568-5
Buzlar ülkesi Kanada’nın derinliklerinde, troll kabilelerinin en güçlüsü Kaninler hüküm sürüyor. Uzun sarı saçları ve mavi gözleriyle Kaninler arasında hemen göze çarpan, on dokuz yasındaki Bryn, kabilesinden dışlanmış bir melez ve tek isteği, kralın seçkin muhafızlar ordusunda kendine bir yer edinebilmek...
Aşkları için seçkin konumlarından feragat eden anne babasının aksine, Byrn ülkesine ve halkına hizmet etmek, isinde en iyi olabilmek için her şeyden vazgeçiyor. Bryn’in bir de gizli bir amacı var: babasının canına kast eden eskinin muhafızı, şimdinin haini yakışıklı Konstantin’den intikamını alabilmek.Byrn’ın soluk kesen “Kanin Günlükleri” macerası Buz Ateşi ile alev alıyor.

***Yorum***

''Demek biz...'' Duraksayıp dudaklarını yaladı. ''İnsan değiliz, öyle mi?
Hayır, puma ile aslan arasındaki fark gibi. dedim. Değiştirilen çocukların arasındaki farkı anlatmam gerektiğinde hep bu benzetmeye başvururdum.
İkisi de kedidir, benzer özellikleri vardır. Fakat aynı değillerdir.Bir puma, kaplan değildir. Bir Kanin de insan değildir.''


Her şey Olimpos Günceleri olarak tur almamızla başladı, ardından bize verilen tur kitabının bir başka tur grubuna da verilmesiyle yaşadığımız hezimet ile son buldu...  Bu kitap çıkmadan evvel upuzunca bir süre beklemiş, araştırmış, Dex yayınlarına mesajlar atmış, dört gözümüzle değil sekiz dokuz bin gözümüzle beklemiştik oysa. Her neyse, yine de bu kitabı okumamı tabi ki engellemedi. E, sonuçta kitaplar okunmak için, anlanmak için, değilse başka ne için?

''Farklı olduğumu hep biliyordum.'' Linus gözlerini arabanın zeminine dikti. Alnındaki kırışıklık daha da derinleşti. ''Daha tenim renk değiştirmeye başlamadan önce biliyordum bunu. Fakat renk değişimi gerçekleştiğinde X-men gibi olduğumu filan düşünmeye başladım.''
Onu teskin etmeye çalıştım. ''Üzgünüm ama biz süper kahraman değiliz. Fakat Kanin olmak yine de harika olabiliyor.''


Bir kitabı çok uzun zaman önce (1 ay) okuyunca akılda yorum kalmamasını anlamazdım , ama şu an konuya nereden girsem, hangi ipin ucunu tutsam da diye düşünmüyor değilim. En güzeli bir kitabı sıcağı sıcağına yorumlamak. Herkes için en ama en sağlıklısı bu. Kitabın distopya olduğunu kabul edelim her şeyden önce. Ben kısa bir süre afalladım çünkü. Nedenine hemen değineyim; Sanki nedense (ne alaka öyle bir algıysa!) bütün distopyalar ya über geçmişte ya da über gelecekte geçmeliymiş gibi geliyordu (bana). Oysa bu tamamen yaşadığım büyük hata. Kanin Günlükleri,Günümüzde geçiyor ve distopya. Neden konduramadım?

''Aşk adına çok şey yaptım, son zamanlarda da kendime şu soruyu sormaya başladım : Birine korkunç şeyler yaptırırsa aşk, hala aşk olur mu?''


Bryn ismindeki ana karakterimiz, sarışın maviş gözlü bildiğiniz soğukkanlı bir ablamız. Bunu özellikle belirttim çünkü kitaptaki diğer bütün karakterler (neredeyse hepsi) esmer. Ve zaten distopyanın bir dayanağı da bu trol olmak kanin olmak ve diğer ırklardan gelmiş olmak falan filan. Tabi başka bir ırkın çoğunluk olduğu bir yerde yaşayan tek farklı ırk kişisi olunca yükselmek falan da haliyle zorlaşıyor. Kitabın belirli kısımlarında Bryn'ın hırslarını ve mücadelesini belirli kısımlarda ise daha engebeli giden macera okuyoruz zaten. Küçük küçük araya aşk serpiştirilmemiş değil fakat aşk kitabın ana konusu hiç değil. Arka kapağında yazan aşklı meşkli cümleyi unutun. Sahiden, aşk o kadar önemli değil. 

''Aşık olmaktan asla iyi bir şey çıkmaz, dedim. Gülünç davranışlarda bulunursun, aklını kaybeder, senin için gerçekte neyin önemli olduğunu unutursun ve evlenip bir köşeye çekilirsin ya da kalbin kırık dımdızlak ortada kalırsın. Bunların hiç biri iyi seçenekler değili bu yüzden ilişkilerden sakınmak en iyisi.''

Bence bu kitap bu sıcak yaz günlerinde hop hop okunacak sayfaları son sürat çevirebileceğiniz tarzda bir kitap. İnsanı sıkmayan, boğmayan çok düşündürmeyen derine inmeyen macera kitabı. Ben okuduğum için memnunum ama bu kitapta benim için, keşke bundan 2-3 sene önce okumuş olsaydım diyebileceğim tarzda kitaplardan. Eminim ki, bir kaç sene evvel bu kitabı okumuş olabilseydim (okuyamazdım çünkü ilk basımı bu sene oldu ama neyse) bu dönemde okuduğumdan çok ama çok daha fazla keyif alacağımdan emindim. Seriye devam eder miyim etmez miyim bilinmez, şahsım adına söylüyorum, seri okumayı pek sevmem de..

öpücükler xoxo

















Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Durkheim Öldü! - Arthur Asa Berger | Kitap Yorumu #52

***Tanıtım*** 1910 yılında, Londra'da, dönemin önde gelen sosyologlarının ve politik aktivistlerinin bir araya geleceği bir konferans toplanacaktır. "Toplumsal İlerleme" teması etrafında gerçekleşecek konferans Londra basınında günler öncesinden yankı bulmuş, gazete sütunlarında konuşmacıların fotoğrafları ve teorik yaklaşımlarını anlatan makaleler arz-ı endam eylemektedir. Fakat konferansa günler kala, tüm zamanların en ünlü dedektifi Sherlock Holmes'ün Baker Sokağı'ndaki evinin kapısı bir kadın tarafından çalınır. Artık yumrukların konuştuğu bir kavgayı ve mücevher hırsızlığını içine alan bir gizem, Holmes ve kadim dostu Dr. Watson tarafından çözülmeyi beklemektedir. İnsan eylemlerini açıklama amacındaki sosyal teori, bu sefer bizzat eylemlerin nedeni olmuştur. Holmes bizzat sosyal teoriyi soruşturmaya başlar, sorguladığı kişiler ise bu teorilerin yaratıcılarıdır: W. E. B. Du Bois, Emile Durkheim, Sigmund Freud, Vladimir Lenin, Georg Simmel, Beatrice Webb ve M

Ev Kızı Evren - Filiz Şakar | Kitap Yorumu #38

***Tanıtım*** Kitaplar, gizem ve cinayet; mükemmel birleşim. -Tess Gerritsen- Tess Gerritsen Ev Kızı Evren'in karakterlerinden biri, üstelik bu kitap için sarfettiği övgü dolu sözcükler kapakta yer alıyor. Ev Kızı Evren -Wattys 2015 Kazananı - 56 hafta boyunca Macera Kategorisi birincisi olarak kaldı - 54 bin yorum, 107 bin oy aldı. Salata yaparken bıçağı ne kadar hızlı kullandığınızla övündünüz mü hiç? Övünün ! Ya da beşinci katta cam silerken en uzak noktayı bile pırıl pırıl yapabilmek için ne kadar güç sarf ettiğinizi fark ettiniz mi? Edin! Peki, halıya dökülen mürekkebi nasıl çıkaracağınızı biliyor musunuz? Bilin! Bütün bunları bilince bir ev kızının neler yapabileceğine hayret etmeyeceksiniz. Ev Kızı Evren polisiye bir olayı mizahi diliyle anlatırken, heyecanla kalkıp en yakındaki tavayı sapından sıkıca kavramanızı sağlayabilir. Ve sıradan bir tavayla, bir kahraman yaratmış olabilir…  "Ben bir masal kahramanı değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Ben bir ev kızıyım. Ger